SIKINTI
Niçin bu kadar sıkılıyorum acaba? Öyle bir his var ki şu an bende, sanki; Dertler sufînin gönlü kadar geniş, içim ziyana uğramış bir günahkârın kabri kadar dar... Nasıl sığacak onlar oraya bilemiyorum. Sanırım yaşlanıyorum; …
Niçin bu kadar sıkılıyorum acaba? Öyle bir his var ki şu an bende, sanki; Dertler sufînin gönlü kadar geniş, içim ziyana uğramış bir günahkârın kabri kadar dar... Nasıl sığacak onlar oraya bilemiyorum. Sanırım yaşlanıyorum; …
Uzun zamandır yazmıyordum buralara. Yazacak şey bulamamaktan değil, elimin varmamasından. Belki de tembellik... Ama, Yaklaşık 2 aydır kafamı fazlasıyla -çok fazlasıyla- meşgul eden bir konu var. Konu kömür. İçeriği hayat... Kömür karanlığına gömülen hayatlar. İçeriği siyaset... Kömür …
Uzunca bir süredir bir kitap okuyorum: Paradigmanın İflası – Resmi İdeolojinin Eleştirisine Giriş Okuduğum tüm kitaplar içerisinde ülkemizdeki resmi politikayı ve “bize anlatılan tarih”teki aksaklıkları en iyi anlamamı sağlamış kitap. Olaylara …
The Terminator’un en karizma sahneleri, iyi hatırlarım, Arnold Schwarzenegger’in gözünden dünyayı gördüğümüz sahnelerdi. Terminatör’ün karşısındaki düşman hakkında bilgi alması için sadece ona bakması yeterliydi. Eminim ki o zamanlarda herkes bu …
Bir dönüşüm yaşanıyor çevremde. Ya da ben öyle zannediyorum… Ama gördüğüm tablo şu: Eskiden kayıtsız-şartsız kabul edilen tabular, artık sorgulanıyor. Yıllardır türban yüzünden çeşitli sosyal ve insani haklardan mahrum bırakılan insanlara, artık daha …
Duymayanlar çoktur… Şair. Ama bambaşka. Yeterince geç bir saatte, yeterince kuytu bir köşeye sinip de okumaya başlarsanız, size şiir denen şeyin insanın içini nasıl allak bullak edebileceğini gösterir. Daha yaşı genç… 70′ doğumlu. Yenilerden …
“After nine years, you know what i realize? Ignorance is bliss…” Yani “cehalet erdemdir” diyordu the Matrix’te ekibi ajanlara satan karakter Cypher. Aslında -sanırım- Shakespeare’e ait bir sözmüş. Dün itibariyle doğruluğunu test etme …
Ben pek konuşamam... Pelteğim zaten! Aklımdakileri ne zaman sözcüklere dökmeye kalksam; cümleler kendi kendine akmaya başlar. Düşüncelerimin kelimeleri sıralaması gerekirken, bir bakmışım kelimeler almış başını gitmiş, bambaşka şeyler anlatmışım. Beceremem pek yani... Galiba bu …
Bu blog hiçbir yüce amaç uğruna hazırlanmadı. Sadece, sade bir günümü; anlık mutluluklarımı, üzüntülerimi, düşüncelerimi, -çoğu zaman kendim dahi anlam veremediğim- eylemlerimi anlatmak için yazılıyor. Biraz da konuşamadıklarımı anlatabilmek için, belki... En çok; Yolları …