Devlet kavramı son derece ilginç. Suçu belirliyor. Cezalandırıyor. Bir insanın ömrünü dört duvar arasına sıkıştırabiliyor. Bir insanın yaşamına son verebiliyor.
Devlet’e bu yetkiyi veren nedir?
Bir soru var kafamda. devletin güvenliği için telefonlarınızın dinlenmesi, internet trafiğinizin izlenmesi ve benzer, takipler uygun mudur? ABD’de NSA (National Security Agency) isimli birimin bunu devasa boyutlarda yaptığı anlaşılınca (Edward Snowden) değişik sonuçlar ortaya çıktı. Kimi insanlar buna şiddetle karşı çıkarken, kimi insanlar bunu desteklemekteydi.
Devletçi olmanın felsefi yönünü bir kenara bırakıp, sayalım ki; evet mensubu olduğun devletin üstünlüğü senin için her şeyden yeğdir. Ve evet devlet, bekâsı için tüm verileri toplamalıdır. Du durumda şu soru ortaya çıkıyor: Ya devlet iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı iyi ayırt edemiyorsa? Devletin arzularına uymayan her şey hatalı mıdır mesela?
Devletin kuralları insanlar tarafından belirlendiği sürece eleştiriye açıktır. İnsan yapımından daha üstün kurallar gereklidir belki de… Aynı tartışma etik-ahlâk konusunda da geçerlidir.
“Genel ahlâka mugayir” olan şeyin sınırlarını kim belirlemiştir? Etek boyunun bir sınırı vardır mesela hemen her ülkede. En “large” ülkede dahi sokak ortasında bikini giymek absürttür. İstatistikteki cut-off değeri gibi bir değer var adeta konuda. Kuralları insanlar koyduğu müddetçe konu çelişkili ve güdük kalmakta.
Öyle sanıyorum ki bizi yönetecek kurallar bizden üstün olmalıdır.