ne yazık ki ülkemizde halâ internet hizmeti veren ttnet diye bir kurum var.
ttnet ile olan bir buçuk yıllık maceram, müşterilerine asıl bakış açılarının ne olduğunu ve iş ahlaklarını anlamak için fazlasıyla yeterlidir. şöyle buyurun:
yaklaşık iki buçuk yıl kadar önce, ttnet’in her köşebaşına astığı “ayda 9.90’a internet!” sloganlı kampanyalarından birinden faydalanıp, yeni taşındığım evime hat bağlatmaya karar verdim. evimin yakınlarındaki ttnet ofislerinden birine gittim ve talebimi ilettim. ttnet ofisinde sizinle ilgilenecek olan personeller, öyle tahmin ediyorum ki; prim usulü çalıştıklarından dolayı, müşteriyi kaçırmamak için saklanması gereken ne kadar bilgi varsa hepsini saklıyorlar. faturanızda göreceğiniz sürpriz rakamları, siz sormadığınız müddetçe asla açıklama ihtiyacı duymuyorlar. çünkü size 4-5 imza attırdıkları bir formun içinde, zaten o şartlar yazılı oluyor ve bu belge de onları yasal sorumluluktan kurtarıyor. misal, evimde ev telefonu dahi olmamasına rağmen, “internet için bağlanan hat” üzerinden bana telefon hizmeti de sunulmaya başlandı; istemememe rağmen. sorduğumda, telefon hizmeti olmaksızın internet bağlanamayacağı şeklinde saçma bir cevapları vardı. ve daha kötüsü, kullanmadığım telefon hizmetinin aboneliği ise, olabilecek en düşük tarife yerine, ev avantaj 200 isimli bir tarife üzerinden yapıldı ve ekstradan 25 tl, her ay çatır çatır alındı. bir de işin garibi; ttnet ve türk telekom denilen iki ayrı kuruluş var aslında. ikisinin müşteri hizmetleri ve ödeme numaraları ayrı ayrı. örneğin ben internet için otomatik ödeme talimatı verdim ve 2 ay sonra, telefonun borçlarının yatmıyor olduğunu fark ettim. onun için de ayrı bir ödeme talimatı vermem gerekti. düşünün yani, evimde olmayan ev telefonu için, her ay 25 tl. üstelik, bana bu hizmet “zorla” verilirken, bir müşterinin ttnet’e tüketici mahkemelerine açtığı dava, çoktan ttnet aleyhine sonuçlanmıştı ve ttnet’in internet hizmeti almak isteyen müşterilerine zorla telefon hizmeti sağlayamayacağı yönünde karara varılmıştı. ben bunu ttnet ofislerindeki ilgililere ilettiğimde, yalın internet için altyapının henüz hazır olmadığı (!), bu alt yapı hazırlanınca, telefonsuz internet bağlantısı kurabileceğim söylendi. en nihayetinde 6 aydan fazla bir süre 25 tl’yi ödedim; ve sonunda yalın internet geldi… sıkı durun: yalın internet’e geçtiğimde ise, faturamda her ay 15 tl “yalın internet hizmet bedeli” isimli, dikenli bir kazık görür oldum…
her şey imzaları atana kadar. ttnet ofisinde imzanızı attıktan itibaren lakaytlık başlıyor. hemen bağlanacağı söylenen hat için bekletiliyor, ve hattın bağlantısını yapacak taşeron şirketin elemanının peşine, siz düşmek zorunda kalıyorsunuz.
ttnet müşterisi olduğum süre içerisinde, benim bilgisayarımdan ve modemimden kaynaklanmadığından emin olduğum, onlarca hat kesintisi ve yavaşlama sorunları yaşadım. donanımdan ve yazılımdan iyi seviyede anlayan bir insanım. özetle şunu söyleyeyim; çevremdeki çok kişi internet bağlantısında ya da bilgisayarında yazılımsal veya, donanımla alakalı bir problem olduğunda ilk önce beni bulur; ve ben de memnuniyetle çözerim çoğu sorunu. bu şarlar altında, müşteri hizmetleri ile akıl almaz diyaloglar yaşadığımı biliyorum. zaten belli bir yerden sonra pes ettim ve internet kesildiğinde, kendi kendine düzelmesi için bekler oldum. hasıl-ı kelam; ttnet’in hizmet kalitesi de yerlerdedir. ve son olarak attıkları kazık, bardağı taşıran son damla oldu… asrın kazığını yediğim o ana kadar ben 8 mbps 4 gb kotalı paket kullanıcısıydım. günün birinde yüklü miktarda veri indirmemi gereken bir durum yaşadım ve tarifemi değiştirmeye karar verdim. online işlem merkezine gittim ve tarife değişikliği menüsünden “net limitsiz” paketi seçip işlemi onayladım. daha sonra, online işlem merkezinden çıkışımı yapıp, tekrar girdim ve bilgilerimin görüldüğü menüden “net limitsiz” pakette olduğumu yeniden teyit edip, verilerimi indirmeye başladım. ay sonunda gelen 140 tl faturayla ise neye uğradığımı şaşırdım. zaten hemen öncesinde, banka kartım üzerinden verdiğim otomatik ödeme talimatının iptali nedeniyle borçlarımın da ödenmemiş olduğunu, acı bir tecrübeyle öğrenmiştim… o sırada ben tıp fakültesi, 6. sınıf öğrencisiydim ve aldığım staja bağlı olarak sunumlar yapmam gerekebiliyordu. pediatri için bir sunum yapacağım sabah, hastaneye gitmeden hemen önce, sunuma internetten bazı fotoğraflar eklemem gerekiyordu ve sabahın köründe, internetin en çok lazım olduğu zamanların birinde, internetimin borcundan dolayı kesildiğini gördüm. günün sonunda müşteri hizmetlerini aradığımda, “madem işiniz önemliydi, keşke söyleseydiniz, açardık” cevabı, ballı ekmek kadayıfı oldu, yuttum.
tüm bu “hizmet” anlayışını gördükten sonra hattı kapatmak istediğimde ise, bunun ne kadar zor bir işlem olduğunu yaşayarak tecrübe ettim. her yerde mantar gibi türeyen ttnet ofislerinden internet bağlantınızı yaptırabildiğiniz halde, kapatma işlemlerini yapamadığınızı biliyor muydunuz? öğrenmiş oldunuz… hattınızı kapatmak için size en yakın türk telekom merkezine gitmeniz gerekiyor. yani, tamamen sanal ortamda dönen bir olay için, müşteri hizmetlerinin bir tıkla yapabileceği bir işlem için, sizin şehrin bir ucuna kadar gitmeniz gerekiyor. zaten gittiğinizde de ofisteki elemanın bilgisayar ekranından bir “tık” ile bağlantınızı kestiğini görüyor, iyice ifrit oluyorsunuz. türk telekom merkezi de öyle bir yer ki; acaba kamera şakası kurbanı mıyım diye ciddi ciddi düşünebiliyorsunuz. sadece ismimden müşteri hizmet numaramı öğrenmek için bilgisayar başındaki yaşlı amca 15 dakika uğraştı… ve bu sırada, benim orada sinir küpü bir halde bekliyor olmama aldırmadan, arkadaşlarından biriyle geyik muhabbeti yapıyordu. sonunda numaramı almayı başardıktan sonra, müşterilerin kafalarına göre kuyruk oluşturduğu, kesinlikle bir sıra olmayan “hat kapatma bölümüne” gittim ve talebimi ilettim. şimdi bana çıkan borçları madde madde yazayım:
-2 yıllık taahhüdüm dolmadan internet bağlantısını kesmek istediğim için, ilk 6 ay 30 tl yerine 9.90 tl’den kullandığım hizmetin farkı. yani her ay için 20 lira, toplamda 120 lira.
-internete bağlanırken bir kablosuz modem almıştım. faturama 2 tl fark olarak yansıtılacağı söylenmiş, toplamda 48 tl’ye modem bana satılmıştı. o modemin parası, benden bu günün fiyatı üzerinden talep edildi. yani modemin şu anki piyasa fiyatı 84 lira denildi. bunun da ikişer ikişer her ay ödediğim kısmı düşüldü ve toplamda bana 66 tl borç çıktı… 48 tl’ye aldığım modem için 66 tl borç ödedim yani.
-son gelen 140tl’lik faturayla birlikte, otomatik ödemem iptal olduğu için biriken 3 aylık borç da eklenerek, toplamda 459 tl internet borcu çıkarıldı. ve total: 120+68+459=647 tl borç!
çok samimi söylüyorum, öylesine yorulmuştum ki, kapatma bölümündeki eleman ne dediyse hepsine amenna dedim… hiçbir şeyi sorgulamadım. söz anlatmaya falan çalışmadım. yeter ki şu hat kapansın, başka bir şey istemiyorum modunda ne verildiyse imzaladım, ve huzur bulmuş bir şekilde evime gittim. 2 gün sonra, ttnet müşteri hizmetleri cep telefonumdan beni aradı. acaba, istedikleri saatte beni rahatsız etme hakkını kendilerinde nasıl buluyorlardı? açtım… bir kadın sesi “hattınızı kapattırmak için talepte bulunmuşsunuz, doğru mudur?” diye sordu. hayatımda o kadar sinirlendiğim az zaman olmuştur… yine de tüm saygımı koruyarak, “özel bir sebebi yoksa, neden kapattırdığınızı öğrenebilir miyim” sorusuna karşılık, karşıdaki hanımefendiye şunları söyledim: “bakın, bu söyleyeceklerimin şahsınızla ilgili şeyler olmadığını zaten biliyorsunuz, ama yine de kuracağım cümleler için şimdiden özür diliyorum… şunu bilmenizi istiyorum, çalıştığınız kurum, kesinlikle iş ahlakından nasibini almamış, tamamen müşteriyi kazıklamayı amaç edinmiş bir kurum ve bu şartlar altında, ömrüm boyunca asla, kesinlikle sizlerden bir daha hizmet almayı istemiyorum.” sonra 140 tl olayını anlattım. ve müşteri temsilcisi nasıl olduğunu açıkladı: meğersem siz tarifenizi değiştirdiğinizde, yeni tarifeyi bir sonraki hesap döneminden itibaren kullanabiliyormuşsunuz. yani: online işlem merkezinde tarifeniz “net limitsiz” görünüyor ama aslında “4 gb kotalı paket” sahibisiniz. ve bu sayede hesap kesimine kadar kullandığınız veri miktarını faturanıza geçirmeyi başarabiliyorlar… son olarak müşteri temsilcisi kadın: “bakın, hattı kapatmayın; birine devredin. böylece 188 liralık ceza bedelini ödemekten kurtulursunuz.” diye bir teklifte bulundu. ve kendisine, “böyle kötü bir hizmet anlayışını birine devredip hakkına girecek kadar kötü bir insan olamayacağımı, bu vebalin alamayacağımı” söyledim. ve sonunda, müşteri temsilcisini “ikna ettim”. ve hattı kapattırmayı “başardım”.
şu an bir gsm operatörünün 3g bağlantılarından birini kullanıyorum ve internet konusunda hayatımda hiç olmadığı kadar rahatım. ttnet’e ise, ödediğim her kuruş için lanet ediyor, asla ve kat’a hakkımı helal etmiyorum.